Ağzımız vücudumuza açılan bir kapıdır! Dünya Diş Hekimliği günü…
Hekimlik uzun ve yorucu bir eğitim sonucu alınan diploma ile yapılabilen bir meslektir. Alınan diploma, bireylerin canını ve sağlığını emanet ettiği kişilerin ehil, ahlaklı kişiler olduğuna dair güvenilirlik belgesidir. Ülkemizde 22 Kasım Dünya Diş Hekimliği Günü, içinde bulunduğumuz hafta ise Ağız Diş Sağlığı Haftası olarak kutlanmaktadır. Sağlık ordumuzun vazgeçilmez bir parçası olan tüm diş hekimlerimizin…

Hekimlik uzun ve yorucu bir eğitim sonucu alınan diploma ile yapılabilen bir meslektir. Alınan diploma, bireylerin canını ve sağlığını emanet ettiği kişilerin ehil, ahlaklı kişiler olduğuna dair güvenilirlik belgesidir.
Ülkemizde 22 Kasım Dünya Diş Hekimliği Günü, içinde bulunduğumuz hafta ise Ağız Diş Sağlığı Haftası olarak kutlanmaktadır. Sağlık ordumuzun vazgeçilmez bir parçası olan tüm diş hekimlerimizin “Dünya Diş Hekimliği Gününü” kutluyoruz.
“AĞZIMIZ VÜCUDUMUZA AÇILAN KAPIDIR”
Ağızımız vücudumuza açılan kapıdır. Ağız ve diş sağlığı bireyin vücut sağlığını doğrudan etkilemektedir. Ağız ve diş sağlığı korunmadığında birçok hastalığı beraberinde getirmektedir. Tüm sağlık konularında olduğu gibi ağız ve diş sağlığı ile ilgili hastalıklarda da tedaviden çok koruyucu önlemlere ağırlık verecek çalışmaların yürütülmesini destekliyoruz. Amacımız diş çürüğü olmayan ağız ve diş sağlığı yerinde olan bir toplumdur.
Bugün Diş Hekimliği günümüzü kutlarken son zamanlarda her alanda olduğu gibi sağlık alanında da çok sık karşımıza çıkan ”Bilgi Kirliliği’ ‘nden bahsetmek istiyorum.
Yaşadığımız yüzyılın dijital çağda olması dolayısıyla, birtakım sağlık kuruluşları ve hekimler tanınırlık, ulaşılabilirlik, tercih edilebilirlik sorunlarının çözümünün dijital ortamda tanıtımda aramaya başlamışlardır. İnternet kullanımının her geçen gün artış göstermesi, ucu olmayan bu sanal dünyanın giderek büyümesi anlamına geliyor. Günümüzde özellikle sosyal paylaşım sitelerine olan ilginin artması ve popüler hale gelmesi internet kullanımını daha cazip hale getirmektedir.
Bu platformlarda sadece fotoğraf veya video paylaşımı yapılmayıp sanattan siyasete, eğitimden bilime, spordan kişisel hobilere gibi birçok konuda bilgi aktarımı ve paylaşımlar yapılmaktadır. Sosyal paylaşım platformları bilinçli kullanıldığında başka insanlarla iletişim kurma noktasında önemli bir araçtır ancak söz konusu “doğru bilgiye ulaşmak” olduğunda ise durumun son zamanlarda özellikle sağlık alanında olumsuz bir hale büründüğünü söyleyebiliriz.
Belirli bir konu ile ilgili bilgiye ulaşmak isteyen kullanıcılar çoğu zaman araştırma konusu ile alakasız, yanlış ve güvenilir olmayan birçok bilgiye de ulaşabilmektedir. Bu durum sanal ortamda karmaşa ve erişim problemi oluşturmaktadır. Bu nedenle hangi bilgilere dikkat edilmesi gerektiği ya da hangilerine dikkat edilmemesi gerektiği büyük önem taşımaktadır. Geniş̧ kitlelerin sağlık bilgisi ihtiyacıyla kitle iletişim kanallarını kullanıyor olması, bu alanın etkin şekilde denetimini zorunlu kılmaktadır.
Öyle ki geçenlerde bir hasta ameliyat olacak odama geldi ameliyathane hazır doktorlar bekliyor 5 dakika beni görmek istiyormuş. Hocam implant yaptırınca tutmuyormuş, beyine olumsuz sinyaller gönderiyormuş implantlar ve başımıza ağrı vuruyormuş dedi. Buyurun bu sorular artık bize bile sorulmaya başladı. Ne yapmalıyız bu durumda?
“BİLGİ KİRLİLİĞİNİ BERABERİNDE GETİRİYOR”
Sanal ortamda sonu gelmeyen bilgi birikiminin, herhangi bir kontrol mekanizmasından yoksun olması “bilgi kirliliğini” de beraberinde getirmektedir. Bu paylaşımların bilimsel değerlere bağlı olamayıp doğru kaynaklardan yapılmaması da yine doğru bilgiye ulaşmayı hazır hale getirmektedir. Hekim hataları, bireyleri etkilerken bu kanallardan yayılan yanlış̧ ve hatalı bilgiler, yığınları etkilemektedir. Bu nedenle insan sağlığını etkileyen enformasyon yayılımında kaynakların akreditasyonu, kanıta dayalılık gibi kriterler kullanıcıların mutlak surette gözetmesi gereken koşullar olmalıdır.
Bu kanalların kontrol ve denetimi konusunda Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere Üniversiteler ve ilgili kurumlar kapasitelerini geliştirme çalışmalarını arttırmaktadırlar. Ancak en iyi deneticinin bizzat insanımızın kendisi olacağını unutmamak gerekir. Nitelikli bir sağlık okuryazarlığına sahip bireyler için denetimsiz kaynakların oluşturacağı tehdit de azalacaktır.
Bu konuda çeşitli platformlarda da belirttiğim gibi sağlık okuryazarlığı, kişinin sağlığını koruyucu, geliştirici hizmetler ve bozulan sağlığını iyileştirici biçimde temel sağlık bilgilerini ve hizmetlerini düzgün edinebilme, yorumlayabilme ve kullanabilme kapasitesidir. Düşük sağlık okur-yazarlığı bireyin sağlık hizmetlerini anlayabilme ve kullanabilmedeki olumsuz etkisi, bugün tüm dünyada kabul edilmektedir. Maalesef bu oran ülkemizde nüfusun yaklaşık 2/3’ü olarak belirlenmiştir yani yaklaşık 35 milyon insanımız, sağlıkla ilgili bilgileri anlama ve yorumlama konusunda güçlük yaşamaktadır.
Sağlık Bakanlığınca çıkartılan “Ekrana Çıkan Hekimlere Uzmanlık Alanında ve Kanıta Dayalı Konuşma ve İmza Koşulu” uygulamasını can-ı gönülden destekliyorum. Gerek sağlık okuryazarlığının artırılmasında gerekse sağlıkta bilgi kirliliğinin önlenmesinde başta kamu olmak üzere bu alanda çalışan akademisyenler, uzmanlar ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içinde olması çok önemlidir. Ancak ortak paydaşlar ile birlikte çalışılarak ülkemizde önemli mesafeler almak mümkündür.
Röportajların, kesinlikle alanda uzman bilim insanları tarafından yapılması, tartışmalı bir durum söz konusu olduğunda, bilgi kirliliğinin giderilmesi ya da farklı tezlerin de bulunduğunun vurgulanması için karşı tezi savunan bilim insanlarına da yer verilmesi gerekir. Özellikle sağlık alanında yapılan bir paylaşımda medya, kesinlikle profesyonellerin gözetiminde yapılan haber ve programlarla gerçekleştirilmelidir.
Bilim her gün farklı bulgularla gelişmektedir. Bilim, tartışmak, sorgulamaktır. Bugün doğru olan, elbette yarın şüphe ile bakılan bir durum olabilir. Medyaya düsen, asparagas değil, bilimsel bulgularla desteklenen her bilgiyi kamuoyuna aktarmaktır.
Meslektaşlarımızı ve mesleğimizin geleceğini korumak için yaşamımızın her alanında var olan teknolojinin güncel durumunu, dijital cağın gereklerini ve etkilerini yok saymamız mümkün değildir. Bizlere düşen kuralsızlığın hem halk sağlığına hem de Diş̧ Hekimliği mesleğine verebileceği zararlar anlatılarak, iletişim ortamlarının nasıl doğru şekilde kullanılabileceğine yönelik rehberlik etmektir.
Tüm meslektaşlarımın ”DİŞ Hekimliği Günü’nü tekrar kutlarken halkımıza da sağlıklı güzel gülüşlü günler dilerim.
Sağlıkla Kalın.